İçindekiler
Su ve hayat, birbirinden ayrı düşünülemez. Su olmadan, bildiğimiz anlamda, hayat da olamaz. Suyun değerini bilmek ve su kaynaklarını korumak bu yüzden bütün canlılar için hayati bir öneme sahiptir.
İnsan Vücudunda Su
İnsan vücudu, büyük oranda sudan oluşur. Yaşımız ilerledikçe, vücudumuzdaki su oranı da azalır. Yeni doğan bebeklerin vücudunda %75-80 oranında, yetişkin bir insan vücudunda ise %55-75 oranında su bulunur.
Aşağıdaki resim, yaşımıza göre vücudumuzdaki su oranın göstermektedir:
İnsan Vücuduna Su Giriş-Çıkışı
Suyu, vücudumuza şu yollarla alırız:
- Temel su kaynağı içme suyudur.
- İçme suyu dışında yiyecek ve içecekler de su ihtiyacımızı karşılamamız için iyi birer kaynak olabilir.
Su; insan vücudundan şu yollarla atılır:
- Nefes verirken
- Terleme yolu ile
- Boşaltım ile (idrar ve dışkı ile)
İnsan vücudunun günlük su ihtiyacı, vücudun kütlesine ve insanın harcadığı enerjiye bağlı olarak değişir. Vücut ağırlığı ve enerji harcaması arttıkça vücudun su ihtiyacı artar.
Çoğu insan, su olmadan 7 günden fazla yaşayamaz.
Günlük su ihtiyacının karşılanması için en ideal oran %60 su, %40 ise yiyecek ve içecekler olmalıdır.
Suyun İnsan Vücudundaki Görevleri
- Gerekli tüm vücut fonksiyonlarının gerçekleşebilmesi için suya ihtiyaç vardır.
- Su vücudumuzda sayısız ve çeşitli işlevleri yerine getirmesini sağladığı için en önemli besin maddesi olarak kabul edilir.
- Su, tüm sindirim ve emilim işlevleri için gereklidir.
- Suyun bir kalorisi yoktur fakat; vücuttaki çoğu kimyasal tepkime, özellikle de enerji üretiminde yer alan metabolik reaksiyonlar sulu ortamda gerçekleşir.
- Vücut, egzersizlerden ve sıcak ortamlardan kaynaklanan fazla vücut ısısını düzenlemede suyu soğutucu olarak kullanır.
- İç organlardaki zarların ve iskelet sistemindeki eklemlerin kayganlığını sağlayarak hareketi kolaylaştırır.
Bitki ve Hayvanlar İçin Suyun Önemi
- Bitkilerin de yaşayabilmesi için alması gereken temel maddelerden birisi sudur.
- Bitki topraktan aldığı suyu fotosentez işlemleri sırasında kullanır. Bu şekilde besin maddelerinin üretilmesi sağlanır.
- Topraktan alınması gereken diğer mineraller de, su yolu ile, bitkinin yapraklarına kadar taşınır.
- Terleme yolu ile de aldığı suyu tekrar dışarıya verir.
- Tatlı ve tuzlu suların içinde çok fazla sayıda canlı türünü içeren bir yaşam vardır. Okyanuslarda yaşayan bazı organizmalar Dünya’daki oksijen gazının büyük bir yüzdesini sağlamaktadır.
Endüstride Su Tüketimi
Su, endüstriyel olarak da kullanılır. Tuzlu su korozyona (aşınmaya) neden olacağı için, endüstride tatlı su kullanılır. Endüstride kullanılan tatlı su oranı Dünya’daki tatlı suyun yaklaşık olarak %22’sidir.
Endüstride su;
- ham madde
- solvent (çözücü)
- soğutma sıvısı
- taşıma maddesi
- enerji kaynağı
olarak kullanılabilir.
Dünyadaki Su Kaynakları
Dünyadaki su kaynakları şu şekilde sınıflandırılabilir:
Tatlı ve Tuzlu Suyun Oranları
Yeryüzündeki toplam suyun, sadece, % 2,5 kadarı tatlı sudur.
Yeryüzündeki Tatlı Suyun Dağılımı
Aşağıdaki pasta grafiğinde de görüldüğü gibi, yeryüzündeki tatlı suların sadece % 0,3 kadarı yüzeysel sulardır:
Yüzeysel suların, kıtalara göre dağlımı da şöyledir:
- Amerika’da %45
- Asya’da %28
- Avrupa’da %15,5
- Afrika’da %9
Türkiye’nin Su Kaynakları
Türkiye göreceli olarak, bazı bölgelere göre fazla su kaynağına sahip olsa da su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen tatlı su miktarı da sürekli azalmaktadır.
Su Kaynaklarının Korunması
Yeryüzündeki suyun % 2,5 kadarı tatlı sudur. Bu tatlı suyun da sadece % 0,3 kadarı yüzey sularıdır. Bu orandan anlıyoruz ki, içme su kaynaklarımız çok da zengin değildir.
Su içmeden en fazla 7 gün yaşayabileceğimizi, sadece insanların değil, bütün canlıların susuz yaşayamayacağını düşünürsek, su kaynaklarına gözümüz gibi bakmamız gerektiğini anlarız.
Yeryüzündeki su kaynakların korumanın en etkili yolu, suyu kirletmemek ve tasarruflu kullanmaktır.
Su Tasarrufu
Suyu tasarruflu kullanmak için kendimiz de bazı tedbirler alabiliriz. Bunlar tedbirler şunlardır:
- Su kaçıran muslukların tamir edilmesi
- Banyo, mutfak ve evin diğer bölümlerinde suyu tasarruflu kullanmak
- Diş fırçalarken, sakal tıraşı olurken, elimizi sabunlarken suyu gereksiz yere harcamamak
- Aşırı bulaşık ve çamaşır deterjanı kullanmamak
- Mutfakta sürekli akan suyun altında bulaşık yıkamamak, bulaşık makinesi kullanmak
- Bulaşık ve çamaşır makinelerini boş kullanmamak, tam kapasite ile çalıştırmak
- Balkon gibi yıkanabilir alanların silinerek temizlenmesini sağlamak
Suyun Sertliği
Yağmur suları saf suya oldukça yakın sulardır. Bu yüzden, tatsız bir sudur ve içilmesi uygun değildir.
Suların kullanılmadan önce renk, koku, tat, bulanıklık, mikroorganizmalar gibi istenmeyen özelliklerinin iyileştirilmesine ve suyun kullanılabilir hale getirilmesine su arıtımı denir.
Yağmur suları, yer altına doğru süzülürken, temas ettiği kayalardan, kumdan ve topraktan bazı mineralleri çözer ve yer altı sularına dönüşür.
Suya sertlik veren maddeler, suda çözünen Ca2+ ve Mg2+ iyonlarıdır. Yer altı suları, kayaçlarda bulunan Ca2+ ve Mg2+ iyonlarını fazla çözmüş ise sert su, az çözmüş ise yumuşak sulardır.
Geçici ve Kalıcı Sertlik
Ca2+ ve Mg2+ iyonları; kayaçlardaki Ca(HCO3)2 (Kalsiyum bikarbonat) ve
Mg(HCO3)2 (Magnezyum bikarbonat) tuzlarından geliyorsa oluşan sertlik geçici sertliktir.
Ca2+ ve Mg2+ iyonları; kayaçlardaki, CaSO4 (Kalsiyum sülfat), MgSO4 (Magnezyum sülfat) gibi tuzların çözünmesinden geliyorsa, oluşan sertlik kalıcı sertlik olarak adlandırılır.
Geçici sertlik suyun ısıtılması ile giderilebilirken, kalıcı sertlik için farklı yöntemler uygulanır.
Suyun Sertlik Oranları
Suyun sertlik ya da yumuşaklığını, suda çözünmüş olan Ca2+ ve Mg2+ iyonlarının toplam oranı (derişimi) belirler. Bu iyonların derişimi:
- 60 mg/L’den az sular genel olarak yumuşak sular
- 61-120 mg/L arası olanlar orta sertlikte sular
- 121-180 mg/L arası olanlar sert sular
- 180 mg/L’den daha fazla olanlar çok sert sulardır.
Sert Suların Zararları
- Sert suyu ısıtırsak, ısıttığımız kapta kireç birikir.
- Su boruları, ısıtıcılar, bulaşık makineleri hatta bardaklar ve yemek takımlarında bile kireç oluşması sert suyun olumsuz bir yanıdır.
- Çaydanlıkların tabanında meydana gelen gri renkli sert kireç birikimleri de aynı süreçle gerçekleşir.
- Sert sular, içilebilir nitelikte olsa da çamaşır yıkamaya elverişli olmayan sulardır.
- Sabun sert su ile temas ettiğinde köpürmez ve temizleme özelliği göstermez. Önce sudaki sertliği oluşturan Ca2+ ve Mg2+ iyonları sabundaki Na+ iyonu ile yer değiştirir. Bu yer değiştirmede bir miktar sabun, temizleme özelliği göstermeden harcanır. Sabun ancak, bu şekilde suyu yumuşattıktan sonra köpürmeye başlar.
Kireçli bir çaydanlık ya da kazan, sirkeli veya limonlu suyla kaynatılırsa kireç tabakası çözülecektir.