Sürdürülebilirlik, hiç bir zaman tükenmeme veya bitmeme anlamında düşünülmelidir.
Sürdürülebilirlik, kullandığımız bütün kaynakların, bizden sonraki nesiller tarafından da kullanılabilmesini sağlamak ve dünyanın doğal dengesini devam ettirmek için yapmamız gerekenleri ifade eder.
İnsanların yeryüzündeki faaliyetleri yeryüzünün doğal dengesini zamanla değiştirmektedir.
Sanayi üretiminde kullanılan ham madde çeşitleri, nüfus artışı, kentleşme, aşırı tüketim, katı atıkların geri dönüşümü, ormanların yok olması, hava-su-toprak kirlenmesi ve bunlara bağlı olarak iklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi ve asit yağmurları çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden olan insan faaliyetleri arasında sayılabilir.
Ayrıca sel, yangın, volkanik patlamalar, deprem, hortum, doğal değişimler ve canlı türlerinin göçü de çevre koşullarını olumsuz etkileyebilmektedir.
Yeryüzünde tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi, atalarımızdan miras aldığımız bu dünyayı bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir yer olarak bırakmamıza bağlıdır.
Bunun için devletler yeryüzündeki faaliyetlerini sürdürülebilir kalkınma ekseninde gerçekleştirmelidir.
Sürdürülebilirlik, kelime anlamı olarak “daimi olma” anlamına gelmektedir.
Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemi şeklinde ifade edilebilir.
Başka bir söyleyişle sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamasıdır.
Sürdürülebilir kalkınmanın;
toplum
çevre
ekonomi olmak üzere üç temel ögesi vardır.
Enerji, polimer, kâğıt ve metal sektörleri sürdürülebilir kalkınmada önemli bir yere sahiptir.
Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel sürdürülebilirliğin gereksinimlerini oluşturmaktadır.
Sanayileşmiş ülkelerin polimer, kâğıt ve metal ham madde kaynaklarını büyük ölçüde tüketmesi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kaynak kullanımı ve refah düzeyi açısından büyük farklılıklar meydana getirmektedir.
Ham madde kaynaklarının bilinçli tüketimi, tüketim ve sonucunda ortaya çıkan atık maddelerin geri dönüşüm ile ham maddeye dönüştürülmesi, sürdürülebilir kalkınmanın önemli faktörlerindendir.
Genellikle atıkların ağırlıkça %20’sini, hacimce %50’sini ambalaj atıkları oluşturmaktadır.
Ambalaj atık yönetimi; evsel, endüstriyel, ticari ve iş yeri olmasına bakılmaksızın yurt içinde piyasaya sürülen plastik, metal, cam, kâğıt karton, kompozit ve benzeri malzemelerden yapılmış bütün ambalajları ve bu ambalajların atıklarını kapsamaktadır.
Ülkemizde katı atıklar içinde önemli bir yer tutan ambalaj atıklarından kaynaklanan çevre kirliliğinin azaltılması ve bunların tekrar ekonomiye kazandırılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerekli hukuki, idari ve teknik düzenlemeler yapılmıştır. 2004 yılında ilk olarak ambalaja özel bir yönetmelik çıkarılmıştır.
Bilinçli Çöp Atmak
Sağlıklı ve sürdürülebilir bir atık yönetim sistemi, geri kazanılabilir atıkların çöp ile karışmadan, kaynağında ayrı toplanmasını ve organize bir yapı içerisinde geri kazanım sürecinin gerçekleştirilmesini gerektirir.
Geri kazanım çalışması ile doğal kaynakların korunması ve kaynak israfının önlenmesi sağlanmaktadır.
Ayrıca bu yolla, hem depolama alanına giden atık miktarı azaltılır hem de değerlendirilebilir atıklar ham madde olarak ekonomiye tekrar kazandırılır.
Sürdürülebilir Kalkınma İçin
Sürdürülebilir kalkınma için gerekli faktörler şunlardır:
Toplumsal bilinç: Toplum sürdürülebilir kalkınma ile ilgili bilinçlendirilmelidir.
Bilgi ve iletişim: Enerji kullanımı, çevresel etkileri, yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili gerekli bilgilendirmenin bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilmesi çok önemlidir.
Çevre eğitimi ve öğretimi: Eğitim öğretim faaliyetleri, toplumun bilinçlendirilmesinde tamamlayıcı bir faktördür. Çevre eğitimi ve öğretimi, sürdürülebilir kalkınmanın başarıya ulaşmasında önemlidir.
Yenilikçi enerji stratejilerinin geliştirilmesi: Enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının yanı sıra alternatif ve yenilikçi enerji stratejilerinin geliştirilmesi de önemlidir.
Teşvik programlarının geliştirilmesi: Yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanılması her aşamada teşvik edilmelidir.
Finansman: Sürdürülebilir enerji çalışmalarının tamamlanması için yeterli mali kaynağın ayrılması önemlidir.
İzleme ve değerlendirme: Programların ne kadar başarıyla ilerlediğini görmek için her bir adımı izlemek; elde edilen verileri, bulguları değerlendirmek büyük önem taşımaktadır.